Sizlerle bugün ilk defa buluşuyorum. İlk defa duygu ve düşüncelerimi düz yazı olarak anlatacağım. Ama şiirlerle çok anlatmışlığım vardır.
Şu kalem olmasa ne yapardık bilmiyorum. Tarihe ışık tutan çivi ve resim yazılarından, bugünün bilgisayarına kadar gelen uzun bir yolculuk. Söz uçar, yazı kalır boşuna dememişler. O belgeler olmasaydı eski çağlarla ilgili bilgilere asla sahip olamazdık. Zaten tarihte yazının icadıyla başlamıştır.
Bu ilk yazımı babaanneme armağan ediyorum. Nedenini merak ediyorsunuzdur sanırım. Liseyi bitireceğim yıllarda hep bana “Gazeteci ol” Derdi. Ama ben bankacılığı tercih ettim. Aradan yıllar geçti. Hiç ummadığım bir zamanda, bir köşe sahibi oldum. Hisseder mi bilmiyorum. Şimdi yıllar önce istediği bu dileğini gerçekleştirmenin mutluluğu içindeyim.
Babaannem 1910 doğumluydu. İstanbul Kız Lisesi mezunuydu. Gazete, kitap okur, tavla oynar, ata sözleri, deyimler bilir, düzgün Türkçe konuşurdu. Bu yönüyle de bana güzel özellikler kazandırdı. Belki o gün anlamadım. Ama bugün bana kazandırdıkları için ona teşekkür ediyorum.
Çok güzel yemek yapardı. “Parmağında beni olanın yemeği güzel olur” Derdi. Bende güzel yemek yapıyorum. Parmağımda benim olduğu için mi acaba? O güzel dolmaların, böreklerin, köftelerin, kadayıfların tadını unutamam. Ne yazık ki bir daha o tatları hiç bir yerde bulamadım. İnşallah annem duymaz. Yoksa bize yemek yapmaktan vazgeçebilir.
Ayrıca dürüstlüğü, dobralığı, korkusuzluğu, hayatı ve insanı sevmeyi, hayata yenilmemeyi, hakkımı savunmayı bana sen öğrettin babaanneciğim. Senin torunun olmaktan gurur duyuyorum. İyi ki benim babaannemsin.
Huzur içinde uyu.

“Bir Avuç Şiir”den zevkle okuduğum dizeleriyle tanııştım şimdi de akıcı sohbet tadında kadim kültür değerlerimizi gazete okuyucularına buluşturmanıza sevindim.
Yaşam sevinciniz bakış açınızla umutlarımızın yeşertilmesine katkı sağlayacağına inanıyor saygı ve sevgiyle kutluyorum🙏
Bu güzel sözleriniz için çok teşekkür ederim A. Vahap hocam. Yüreğinize sağlık. Her şey gönlünüzce olsun. Selam ve sevgiler.