TUTKU

Çocukluğumdan beri okumayı ve yazmayı sevmişimdir ve yazmak bir anlamda tutkuydu,huzurdu benim için.
Kızınca yazıyorum. Mutlu olunca yazıyorum.Üzülünce yazıyorum.Galiba içimdeki zehiri yazarak akıtıyorum. Bazende içimde saklı güzellikleri deftere döküyor ve rahatlıyorum.
Günlük tutmaksa adeta benim için yenilenmek oluyor.
Ortaokul birinci sınıfta Türkçe öğretmenimiz ödev olarak hayvanlarla ilgili kompozisyon yazmamızı istemişti .Bende mahallede gördüğüm patisi kırık bir kedi yavrusunu itinayla yazmıştım.Öğretmenimiz kompozisyonları okumuş bana yüksek not vermişti. Öğretmenim sormuştu.”Bu kompozisyonu gerçekten sen mi yazdın? Alıntı mı?” “Evet öğretmenim,ben yazdım” demiştim.Üzülmüştüm. Öğretmenime tavır almıştım.İlk kompozisyon deneyimimdi ve bazen sınıfta komik şiirler yazar, öğretmenimi ve arkadaşlarımı güldürürdüm.O Türkçe öğretmenimle aynı sokakta oturur ve ailece görüşürdük. “Kitap okuyunuz ve mutlaka yorumlayınız.Kendinizi tanırsınız çocuklar” derdi.Bize her fırsatta kitap okumamızı vurgular ve örnekler verirdi.
Bir romanda,iki zengin arkadaş iddaya girerler.Kapalı bir odada arkadaşı beş yıl kalacak ve çıkmayacak.Şayet çıkarsa iddayı kaybedecek,kaybederse arkadaşına yüklü miktarda para ödeyecek ve odadan çıkmazsa iddayı kazanacaktır.Sözleşmeler imzalanır ve kapıda nöbetçi bulundurulur.Arkadaşının bir isteği vardır.Kitap okumaktır ve kitap getirmelerini ister.
Kitap okuyarak zaman geçirir.Bir kitap, iki kitap ve kitaplar …
Yıllar geçer ve bir odada hapsolmuş arkadaşı sayısız kitaplar okur.
Nihayet zaman dolmak üzeredir ve iki gün sonra esaret bitecektir ama arkadaşının maddi durumu kötüye gitmiştir.Parayı ödememek için arkadaşını öldürtmek ister. Bu durumu duyan arkadaşı nöbetçiye şöyle diyerek ayrılır.”Arkadaşımın bana ödeyeceği paradan daha lüks bir hayatım oldu. Ben okuduğum kitaplarla zenginleştim.”
Elbette okumak,ufkumuzun genişlemesi demektir.
Okuyunca yeni karekterler, yeni kültürler,yeni temalar,yeni hayat kurtaran bilgiler ediniyoruz.
Ülkemizde kitap okuma oranı ne yazık ki oldukça düşük.Çünkü çocuklarımızı okumaya, araştırmaya tevşik etmiyoruz.Çocukların ellerinde telefon tablet, başıboş, hazırcı, kolaycı, doyumsuz bir nesil olduk.Evimizde bir kitaplığımız dahi yok!
İsveç’te yeni emeklemeye başlayan bebekleri,rengarenk cıvıl cıvıl kitaplar olan kitabevlerine götürerek, okuma kültürüne özendirilerek,okuma alışkınlığı aşılıyorlar.Çocuklar kitaplar içinde büyüyorlar.Oysa biz bırakın okumayı,doğru düzgün yaşamayı dahi bilmiyoruz.Çünkü katman katman olan kabuğumuzdan çıkmıyoruz.Aydınlıktan kaçıyor ve sığınağımızı bir türlü kıramıyoruz.Sığ, bilgiden yoksun düşünmeden,ifadesiz,karanlık yaşıyoruz.
Şayet binlerce donanımlı insan olmak istiyorsak, tembelliğe tutsak olmak istemiyorsak, çağ atlamak istiyorsak,kitap okuyalım ve okutalım!

hakkında Nist BOZTEPE

Nist BOZTEPE

Ayrıca Kontrol Et

“Zihnin Hızla Koşarken , Bedenin Nerede ?”

    Hayatımız, her geçen gün daha hızlı ve daha yoğun hale geliyor. İş, sosyal …

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir