annem bir bal arısıydı
bir güz yetimiydi tütün mevsiminde aç biilaç
dili bal yapardı yüreği bal
gülerken bakarken çırpınırken
beş gözü vardı her birimize
doğardı güneş misali
tek gözlü bir evde beş gözlü annem…
bir dağ yoluydu
çakır dikenlerden sığındığım
gecemin ışığıydı çocuk gözümün avunduğu
tüten bacamızdı annem
ısınan nefesimiz
doyan karnımız
ekmegimin köşesiydi annem
canımın kösesi.
bayramlığımdı annem başucuma astığım
uyanamayan yüzüm
düğmesi dikilmiş yakam önlüğüm
elma kokulu silgimdi doyamadığım
kanayan d’izim
ağl’ayan g’özüm
m’en’d’ilimdi annem…
bir tenefüs sesiydi
koşup sarmaştığım
çocuk telâşımdı annem
tekini yollarda bıraktığım…
annem çorak toprakları emziren
yadellerde bir yağmur bulutuydu
topraktı annem
gücü yetenin savurduğu.
direnişti , direnemeyişti…
adını soruyor şimdilerde bana
ah benim bilenim , bilemeyenim
sırdaşım
sabır taşım
gurbetim
çığlığım gönül sızım
cennetim
söyle şimdi söyle
sana hangi adını söyleyeyim…
Ayşe Ceyhan Düzgün