HAYATIN GECE YÜZÜ !


Işte mehtap! İşte deniz diyordun!
Hayatın gelmişine, geçmişine içiyordun. Nice böyle yıllarca geçen tekrar, tekrar edecek sahneler..
Bu sahnede ben olsamda olmasamda pek bir şey fark etmiyordu.
Bizimki yalancı mutluluktu!
Kendimi uzun yıllar olmuştu, artık göremiyordum bir zamanlar kaybolduğum gözlerinde, sevgiyi unutmuş ellerinde… Kendime yaptığım bu itiraflar, hem ruhumu hem de bedenimi sarsıyordu.
Sen ise hayat belirtisi arıyordun her yerde.
Bulsan gidecektin arkana bile dönmeden…
Umutsuz vakâydın artık kendi gözünde…
Ben umudumu yitirmiştim, pes etmiştim en nihâyetinde…
Anlamıştım artık ne kendini, nede başka birini mutlu edemeyecektin. Yaralı vahşi bir aslan gibiydin!
Yarana dokundurmuyordun.
Tırmalıyordun, saldırıyordun sana uzanan elleri! Umutsuzca seyrediyordum, kahrolasıca yaşantımızı, çaresizliğimizi…
Kuruyan nehirler gibi kurumuştu artık gözyaşlarım. Yıllarca sürecek olan bu çaresizliğin içinde, geçecekti senle fakat sensiz yıllar…
Özlemiyor muydum sanıyorsun? yeni bir hayatı? Sevgi dolu bir aileyi? Şefkatle güvenle başımı göğsüne dayayacağım bir insanı?
Özlüyordum susuz Toprağın suya özlemi gibi hem de…
Sonrasında ise utanıyordum bu insanca, kadınca hayallerimden, düşlerimden…
Çünkü sen yaralıydın ve ben seni terk etmeyi düşünüyordum. Yeni yaşantımın hiçbir evresinde artık sana yer vermiyordum…
Aşkımıza, sevgimize, gelecek güzel günlere inanıp, dünyaya getirdiğim iki harika çocuklarımıza bakıp üzülüyordum.
Senden ve benden olgun olan, o güzel çocuklarımız vardı, bu aşktan geriye kalan…
Eminim unutmadın ne çok sevdiğimi seni…
O ölüm sessizliği yalnızlığına katlanacak kadar!
Karanlık dipsiz kuyu gibi yalnızlığına…
Uzun çok uzun yıllar önce, saatlerin asırlar gibi uzun sürdüğü, beni sensizliğine mahkum etmiştin. Mahkumiyetimin yıllarca sürdüğü, o yıllarımda, ne kadar çaresiz, ne kadar yalnızdım.
Mutlu aile sofraları olan, evleri gizliden izlerdim…
Hayatıma kahrederdim, neden böyle mutlu sofrayı bana çok gördüğünü düşunürdüm. Alkol şişesine hapsolmuş, yok olmuş seni beklerdim.Sabaha doğru dönüşünü meyhanelerden…
Hıçkırıklarımı içime biriktirdiğim yıllardı. Ne çok kırılmış kahrolmuştum.
Ve her seferinde yaranı sarmak istediğimde senin öfkenle bir kez daha kanardım.
Sensizliğine alışmaya başlıyordum artık.
Bir kez daha, her gece, her gece, bu bitmeyen çözülmeyen bilmecede…
Güler Imer

hakkında Güler İMER

Güler İMER

Ayrıca Kontrol Et

GERÇEKTEN İYİ MİYİZ ?

  Son bir yılda yaşadıklarımız, aklımıza gelince bu soruyu içten bir samimiyetle kendimize, gayri ihtiyari …

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir