Ve üşüyor anıların sıcaklığı,
Yanılgıları, yıllara taşımaktan.
Duygulara örtülecek kalın örtüyü,
Duyulmaz, nicedir sesi.
Görülmeyen kentin duvarları,
Suskun kentin uykusu,
Yanıtsız kentin soruları,
Tanımsız bir ömür gibi,
Düşüyor sevda.
Düşsel görüntüde bakışların,
O aynanın kırık parçası kadar.
Batarken yüreğime,
Silip de kederin izlerini.
İtip de eski yaraların,
O ılıkca yaşlarını.
Kısık gözlerin, beliren göğüne,
Çatlayan gölün, talan etmeden.
Serpeceğim; tütsülenmiş geceye,
Ve yelleri savrulan tozu dumanına.
Çöker çorağına, renksiz bozkırın.
Esmesin rüzgar savurup avuçlarımda.
Yağmayan bulutlara benzer gözlerin.
Telce dağılmış saçına.
Yüklü bir gamlı gönül,
Boyunu büküktür selvilerin.
Geceleri örten dalları boyunca,
Özlenen sabahlar olacaksa,
Düşürme beni öz yurdumdan uzağa.
Dilek Avcıoğlu.