Yıl 2014 Ankar’da bazı görüşmelerim var…
Yer MTA bu üçüncü görüşmemiz; Artvin Belediyesi Belyap Şirketi adına üç adet taş ocağı tahsisi işi için gitmiştim. Granit, traverten ve bazalt taşlarını işletecek Artvine bir taş fabrikası kuracaktık..
Bayburttaki Koral Madenciliğe ait fabrikayı bir çok kez inceledim..
Ankara Ostimden küçük bir makine alıp ustaya gönderdim bu üç taşın numunelerini kesip, Kocatepe’nin masanına koyduk.
Bu son görüşme oldu. Daire başkanı genel Müdürle Artvine gelip bize tahsis yapacaklardı lakin bir türlü gelemediler.
Bu görüşmede şimdi ismini hatırlamıyorum görüştüğüm daire başkanı bana ” müdürüm taş işi kolay onu size tahsis ederiz ben asıl size Artvin’in altından akan termal bir nehir tahsis edeceğim. Ayder de termal su çok az bu kaynağın yanında Ayder bir hiç” demişti.
O görüşmede Artvin madenleriyle ilgili bir raporu bana vermişti..
Bu görüşmede çok heyacanlandım üç taş ocağı bir de bol miktarda suyu olan bir termal kaynak…
Belediye şirketi Artvine yatırım yapacak insanımıza ekmek kapısı olacaktı.
Ne oldu nasıl oldu neden oldu bilmiyorum o daire başkanı genel müdür bir türlü Artvine gelemediler..
Çok yoğun ve derin bir çalışmanın içine girmek beni yormuş ve bazı sağlık sorunları yaşayarak Artvine elveda demiştim..
İşte bu çalışmalar esnasında Ankara’da beni gezdiren ve maden işlerinde mühendls olarak çalılan genç bir mühendis: ” Başkanım ben arazide çalışıyorum, bazı madenler bulunuyor yetersiz rezerv denilerek kapatılıyor. Bu beni çok üzüyor benim bir yetkim yok itiraz da edemiyorum ben bu işi bırakmak istiyorum bana ne tavsiye edersin” diye danışmıştı..
Ben o genç mühendise sen ekipte devam et fakat iyi not al hangi yerde hangi madene yetersiz deyip kapattılar bir gün gelir mutlaka bu kurum da millileşir dedim…
İşte yaşayarak gördüm ki bu ülkeye en büyük ihaneti madenlerle ilgili yapmışlar…
Çok iddialıyım üç il Trabzon Rize ve Artvin bu üç ilin madenlerini işletelim her vatandaşımıza maaş bağlarız..
Tıpkı Muammer Kaddafinin Libyası gibi…
Yine o günlerde Artvin Çoruh Üniversitesinde bir öğretim görevlisini ziyarete gittim.
Arkamdan bİr ses -delikanlı bakarmısın?
Dönüp baktım, ben sizi değil filancayı arıyorum dedim..
Gel gel dedi, ben sizi basından çıkan haberkerden tanıyorum. Bir maden profesörü…
Odasına girdim kahve söyledi ve bana…
Delikanlı benim alanım madencilik senin taş işiyle ilgilendiğini biliyorum granit traverten ve bazalt bunların en kalitelisine seni götüreceğim ve sana yardıma hazırım dedi..
Vakti zamanı gelince paylaşacağım daha ince hatıralar da olacak..
Sözüm şu ki ekmek yerin içinde de biz elin gavurundan borç dileniyoruz…                                                 Ömer BEKTAŞ
 
		 Velhasılıkelam Evrensel bakış
Velhasılıkelam Evrensel bakış
				 
			 
						
					