Ünlü düşünür Aristoteles “sevdiklerinizle siyaset yapmayın!. Siyaset dostlukları zedeler!. Siyasetçiler yollarına devam ederken siz dostlarınızı kaybedersiniz!” Der. Bu söz her seçim sürecinde, her siyaset konuştuğumuz ortamda aklıma düşer. Yine bir seçim sürecindeyiz. Bunu kaleme almak istedim.
Aslında birbirimize saygılı olsak,sonsuz hoşgörülü davransak, birbirimizin sosyal yaşam alanına müdahale etmesek gayette güzeldir siyaset konuşmak. Ama öyle olmuyor. Konjonktür ün getirileri, sistemin bizleri yozlaşma noktasına getirmesi, partilerin liderlerinin söylemleri ile bir araya gelince sevdiklerimizle siyaset konuşamaz hale geliyoruz haliyle…
Öyle bir noktaya geldik ki babanız ve anneniz sizin görüşlerinize değil kendi köklerinden gelen siyasi tutumlarını size dayatıyorken; çevrenizin, dostunuzun sizin görüşlerinize yeteri düzeyde saygı duymamalarını normalleştiriyorsunuz. Oysaki bu yaşadığımız dünya , bulunduğumuz coğrafyada birçok etnik köken, bir sürü farklı kültürler, farklılıklar yok mu?. Elbette var. Eee o zaman bu kadar çok renklilik varken hepimizin tek düze bir hayatın içinde olmamız beklenilir mi?. Elbette hayır.
Lakin konu yardımlaşma olunca tüm ruhumuzla birlik ve beraberlik içerisinde oluyorken konu siyaset olunca ayrışmak normal hale nasıl geliyor?.
İnsanımız şunu bilmiyor. Türkiye Cumhuriyeti Devleti kurulduğu günden bu yana sayısız hükümet kuruldu. Bazen azınlık, bazen koalisyon, bazen tek partili, bazen de ittifaklarla hükümetler tarafından yönetilmişiz. Yani burada anlamak da zorlandığımız nokta devlet kalıcı, hükümetler geçici olduğudur. Bunu bir anlasak siyaset konuşurken birbirimize karşı; daha saygılı, daha hoşgörülü oluruz. Konunun özü bu kadar basit. Zorlaştıran bizleriz. Diyeceklerim bu kadar, kalın sağlıcakla!.
Kadriye Polat KIYĞIL
Velhasılı Kelam Yazarı.