Kışın ortasında bir papatya gibi, Belki de yanlış zamanda açtım. Yalnızlık içinde solan bir çiçek , Düşen bir yaprak bedenim….   Bu gece umutlar sarılmayacak bana, Köklerim sancıyor tutunduğum yerlerde, Rüzgar koparıyor beni senden, Dalları bedenimden, Yapraklarım ölü, yapraklarım can hıraş, Yapraklarım soğukla sarmaş dolaş, Her titreyişimde azalıyorum …

    Yavaşça gelir akşamın esintisi, Sessizce sokulur yanı başıma. Göğün mavisi balkonumda kızarır, Güz sıcağı, hasret ateşinde yanar. Solgun ay batarken sularda, Sesimde “gel” demenin yankısı, Sensizliğin özlemi titrer içimde…   Ellerin, kadife bir dokunuş gibi, Gün, bulutların ardında yanarken. Kırmızı bir şarap tadında, Balkonuma uzanan salkımlar. Penceremde karanlık …

    Yaşıyorum bin gecenin sihrinde, Geceme mayaladım hasretini, Unutturmayan, Sabahında, Kavuşmanın telaşında, Sesin çarpıyorya yüreğime, Gülüşün değerken gözüme, Yaşama bulaşmış varlığın bu, Varsan… Umut düşüyordu yüreğime, Bir ruh gülümsüyor inceden, derinden, Gecede deniz mahsun mehtap suskun, Bıraktığım geceden esiyor yel biraz kırgın…   Oysa gögsümde deli bir rüzgar savrulan, …

Eskimeyen bir fotoğrafta, Eskitilemeyen her anımızı, Solmuş resimlerde kalmış, Unutuldu bak dünümüz, Özlem dökülürdü dilden, Farkım yok solmuş gülden, Müptela olma mazi yaramız, Sızlıyor hep sol yanımız, Yoksa oyun bozanmı vedamız… Dilek AVCIOĞLU.

  Güneş yurdumu talan etmeden, Kısık gözlerimi açtım göğsüme, Kendi içinde sığınmanın sıcaklığı, Solan renklerin acısı Kızıldan sarıya doğru geçerken Ve gölgeler düşünce yüzüme, Gülümseyişime ayna tutansın, Uzanıp silemediğim gözyaşlarıma… Üşümüş gecelerde, Ay gökyüzünde küçüldükçe, Ve yıldızlar indiğinde, Yüreğime gökten, Karanlık sonrası aydınlatan hayal, Kendi yüreğini dinle… Sel aktığı gözlerden, …

O dağlara artık gelmez bahar, Eskimemiş anılar sızar yaralarımdan, Sığmaz olur suskunluğum pencerelere, Akar giderim kaldığım köprülerde, Sözlerim uçurum, ellerim mavi… Küserim kıyılarına denizlerin, Batıklarda saklanırken özlemin, Dupduru bir kentin uykusudur, Ve yolları çoktan ayrılıkların, Batarken yüreğine takvimden koparılmış günlerin… Düşmeden evveldi gözümde yaşlar, Mavisini örterdi göğün üşüyen yanını, Yüreğinde …

  Kapı aralığından sızıyor düşler, Bakıyorum kör kuyulardan derinlere, Binlerce yıldız gözyaşıyla yıkanıp gelen, Geceme hüküm verilmiş bir seda gibi.. Hasretler yol kesen harami şimdi, Şafakları tutmuş sancılarla, Göğsümde sarılmalar sıcağı, Isıtmıyor biliyorsun bu şehirde düşlerim, Sokaklarda adımlarım acıyor sensiz yürüdüysem… Ahh bu kıyıda demirliyim, Gidişinden beri, Kaç gemi tamamladı …

    Yalnızlığın kara bulutları dolanırken şehrimde, Harfler vuruşuyor yazdığım mısralarda, Sesimin tınısı titretirken yüreğimin, Elimden tutup çeken rüzgarların Hüzünlerin ardına sığınan çöküşleri hasretin, Gözlerimin mercegine sığmışsa resmin, Yüreğimin sırça sırça acıtırken hayalin Adını yazan harflerle tökezlediğim, Hangi gecede gardiyan habersiz tutsaklığım. Odamı dolduran birikmiş sözler, Bir tek sana susan …

Toplarken düş kırıklarımı aynalardan Yıldızlarla selam yolladım sana Ve her gece mavi bir kuş tutup avuçlarıma Küçük büyük adımlarımla Süzülsün ömrümüzde ilklerin Vurulduğu zaman hüzünlerin Hazır değilim Ne olur gitme… Bu rüya bitmeden. Geceyi bitirmeden… Bir sayfa açtım önüme, Yapraklar uçuyor bak rüzgarda Gözlerimin önünden Geçmiş anılar dökülüyor dallarımdan, Telafisi …

  Yazla vedalaşıyor yorgun bulutlar Gökte bahardan ve yazdan renklerin dansı Havada güz kokusu, Dışımda bir kalabalık, içimde loş bir yalnızlığım Göçmen kuşlara takılmış hasretim, Penceremde intihar ederken gülüşler… Kaybolup giden ömrümün seyrinde Yüreğime miras bu sevgi Mutluluklara sağır kulaklarımda Adının tınısı Gönlümde bahardan kalma bir yağmur Damla damla süzülmüş …