Hayatı Kokularla Yaşamak…

 

Denizi olmayan bir iklimden denizi olana geçtiğinizi anlarsınız. Önce nemli, tuzlu kokusu çarpar yüzünüze. Sonra o koku, hafızanın en derin köşelerine dokunur. Denizle ilgili ne kadar hatıra varsa dalga sesleri, yosunlar, rüzgârda savrulan tuz taneleri hepsi birden gözlerinizin önüne gelir. Bu yüzden güzeldir bu an, denizin uzun süredir görmediğiniz çok sevgili bir dost gibi ansızın gelip boynunuza sarılıvermesi…

 

Hayatı kokularla yaşamak, bir şeyi kokularından bilmek… Bu, aslında insanın dünyaya daha derinden bağlanmasıdır. Çünkü bir koku sadece burna değmez; kalbe, ruha, hafızanın derinliklerine işler. Baharın kokusu, yeni doğmuş bir bebeğin kokusu, yağmurla buluşan toprağın kokusu, sevdiğinin teninde saklı, başka hiç kimsede olmayan o koku… Hepsi bizde bir iz bırakır. Onları kaybedersek, aslında kendimizden bir parçayı kaybederiz.

 

Ama ne yazık ki büyük şehirlerin makine, asfalt, duman, beton kokuları, bu ince, derin kokuları bastırıyor. Oysa yüzlerce şiir bir kokuyla başlamıştır; nice romanın ilk sayfası bir kokunun hafızada uyandırdığı hatırayla açılır. Çünkü hayatı kavrarken koku da bir ışıktır; bizi geçmişin kapılarına götürür, bugünü aydınlatır ve yarına taşır.

 

Bazı kitaplar küf kokar, havasız, ışıksız odalarda ağırlaşır. Bazılarıysa ferah havayı solur; dağların rüzgârını, çamların serinliğini içine çeker. İşte bu, hayatın bize sunduğu iki yoldur. Kokuyu da ışığı da kaybedersen, ruhun da ağırlaşır. Ama onlara sarılırsan, hem nefesin hem yolun aydınlanır.

 

Bir gaz lambasını düşün. İçinde eski yağ kokusu, fitilin is kokusu vardır. Şimdi içine modern bir ampul koyarsınız, ışığı daha parlaktır ama o eski koku kaybolmuştur. Oysa insan için lazım olan sadece ışık değil; o ışığa eşlik eden koku, yani hatıra, yani yaşanmışlıktır. Çünkü koku, ruhun hafızasıdır, ışık ise yolun pusulası.

 

Baharın, toprağın, yağmurun kokusunu; evlerin kendine özgü kokularını, sofraya gelen zeytinin, yeni pişmiş simidin kokusunu; mehtaplı bir gecenin, serin bir seherin kokusunu içimizde saklamak zorundayız. Çünkü koku olmadan hayat eksiktir. Işık olmadan da yol kaybolur.

 

Kokular hafızanın dili, ışık ise geleceğin yoludur. İkisi birleştiğinde hayat tamam olur.

 

Saye Aşkın

hakkında Saye AŞKIN

Saye AŞKIN

Ayrıca Kontrol Et

NİL KIYISINDA BİR KÖY….

  Mısır’ın güneyinde, Nil Nehri’nin Batı yakasında, Asvan şehri yakınlarında ülkenin en renkli ve en …

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir