Yapay zekâya “Bana bu fotoğrafı hareketli yapar mısın?” diye sormuş oğlum; geçenlerde araba kullanırken öylesine çekilmiş bir fotoğrafımı alıp…
Sonra, “Güzel göl manzaralı bir yerden geçiyormuş gibi yapsan…” demiş.
Ortaya çıkan sonuç harika!
Sanki İsviçre Alpleri’nde karavanıyla yolculuk eden bir kadın.
Manzara harika.
Fotoğraf canlanmış, videoya dönüşmüş.
Başka komutlar verse binbir çeşit şekle büründürecekti, benim karavan kullanırkenki o donmuş karemi.
Oysa turuncu karavan bu denli donanımlı ve gösterişli değil.
Bu denli manzaralı yerlerden geçmiyoruz, her daim.
Ama bu yapay zekâ, hayal edilenin ötesini sunmakta çok usta.
Öyle videolar var ki benimki yanında çok normal kalır.
Akıl üstü görseller.
Kimi masal tadında kimi ürkütücü.
Artık bir fotoğrafa, bir videoya bakarken “Acaba sahi mi?” diye sorma gereği duyuyoruz.
Çünkü bir dokunuşla gerçeği bambaşka şekile çevirmek mümkün.
Yapay zekâ sihirli değnek misali elimizde.
Dokunduğumuz şeyleri dönüştürüyor bir anda.
Sorduğumuz her şeyin cevabını döküyor önümüze.
Yiyeceğimiz yemeği, gideceğimiz yolu, yapacağımız ödevi, yazacağımız metni…
Şiir, öykü yazıp veriyor elimize.
Beste yapıyor.
Daha neler neler.
Önümüze kolaylık gibi gelen şeyler aklımızı da milyonlarca sarmala sokuyor bir yandan.
Gerçeği ararken bazen fersah fersah uzaklaşıyoruz kendi dünyamızdan, öz duygumuzdan.
Kolaylıklarından yararlansak da yapay zekânını bu denli hayatımızın içinde oluşu biraz ürkütüyor doğrusu.
Yapay zekâ daha ne kadar ileriye gidecek?
Bize sunduğu kolaylıklarla bizi ele mi geçirecek?
Gerçeklik algımızı bozup bir yalan bir hayal ve yalan dünyanın içine mi sürükleyecek bizi?
Daha nice sorular dolaşıyor böyle?
Zaman gösterecek bunu.
Çok yakında.
Dilek Tuna Memişoğlu
Velhasılıkelam Evrensel bakış