Dijital Yalnızlık : Herkes Bağlı , Kimse Yakın Değil

 

Kafeye giriyorsunuz. Masa etrafında oturanlar ellerinde telefonlarıyla ekrana dalmış, yüz yüze konuşanlar da seyrek. Otobüs biniyorsunuz, herkesin gözleri telefonda, kulaklarındaki kulaklıklar… İnsanınironisi şu: Hiç olmadığımız kadar bağlıyız ama bir o kadar da tek başına kaldık.

Gelişen iletişim teknolojileri, mesafeleri ortadan kaldırarak her bir insanı birbirine bağlı kıldı. İyiyse şimdi dünyanın öbür ucuyla saniyeler içinde konuşabiliriz. Ama bu kadar kolay erişilebilir olmamızın karşılığında ne oluyor? Sanal dünyanın “beğeniler” toplamada, gerçek dünyada yakın arkadaşlık kurmada neden zorlanıyoruz?

Sosyal Medya: Gerçek Bağlantı mı, Yanılsama mı?

Sosyal medya siteleri, insanları bir araya getirmek amacını taşıdığından ortaya çıktı. Bugüne gelinen noktada ise bu siteler, derin ilişkileri daha da güçlendirici bir yapıya sahip değil; superficial ilişkilere dayanan bir yapısalar. Bir fotoğrafın altına düşülen “harikasın” yorumları ya da özel günlerde gönderilen hazır kutlama mesajları gerçekten samimi mi? Yoksa bizi yalnızlığımızı unutturan sanal bir gürültü mü?

Dostluklar eskiden zamanla kalıcı olurdulistirler, anılar toplaşırsa sıkılaşır. Şimdi “takip” etmek hâline geldi dostluk. Peki, son gönderimi kaç kişi ikinci baktıysa beğendi? Ya aslında zor bir gün geçirdikten sonra yanında kaç kişiydiler? İşte burada dijital dünyanın acılı gerçeği ortaya çıkıyor: Sosyal medyada binlerce takipçimiz olabilir, ama beş dakikada yanaşma fırsatı bulamayabiliriz.

Hızlı Tüketilen İlişkiler Çağı

Dijital erada her şey çabucak tüketilir: Haberler, trendler, hatta ilişkiler bile… Bir dostluk kurmak eskiden zaman alırdı. Şimdi ise bir mesajı cevapsız bırakmak bile bir dostluğu sonlandırabiliyor. İnsan ilişkileri sabır isteyen bir süreçken, dijital dünya bizi anında tatmin arayışına sürükliyor. Mesajımıza geç cevap geldiğinde, karşımızdaki insanı hemen unutmaya meyilliyiz.

Dahası, dijital dünyada insanları “mükemmel” olma baskısı altında tutuyor. Sosyal medyada herkes en mutlu anlarını paylaşıyorken, kimse yalnız hissettiğini veya kötü bir gün geçirdiğini anlatmıyor. Bu da bireyleri “Herkesin hayatı mükemmel, bir tek ben mutsuzum” yanılgısına sürüklüyor. Oysa gerçek şu ki, herkesin kendi mücadeleleri var. Ama bunları sanal dünyada değil, gerçek dostlarla paylaşmak gerekiyor.

Peki, Ne Yapmalıyız?

Dijital yalnızlıktan kurtulmak için belki de önce “gerçek” olanı yeniden keşfetmemiz gerekiyor. İşte birkaç öneri:
• Bir dostunu arayarak uzun uzun konuştur. Ama gerçekten, sesiyle, duygularıyla…
• Telefoni bir kenara koy ve yüz yüze sohbetlerin kıymetini hatırla.
• Sosyal medyada kaç insan seni izliyor diye değil, hayatımda gerçekten kaç insanda olduğunu soruştur.

Teknoloji elbette kötü değil, ama ona nasıl yanaştığımız da önemli. Dijital dünyada var olmanın ve gerçek dünyada samimi bağlantılar kurmanın arasında bir dengelenmalıyız. Yoksa hepimiz dev bir kalabalık içinde yalnızlıklarını sürdürmeye devam edeceğiz.

hakkında Nurten ÇEŞMELİ

Nurten ÇEŞMELİ

Ayrıca Kontrol Et

GERÇEK KAYNAK

GERÇEK KAYNAK Bu güzel Eylül akşamında, bana öğretilenden, bildiğimden ve bundan önce yazdıklarımı hissederken yaşadığım …

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir