Kuzey Irak Harkuk-Pençe Kilit harekat bölgesinde, biri Teğmen 6 askerimiz şehit oldu. Bu ve benzeri haberleri yıllardır duyuyoruz. Bu haberlere alıştırıldık mı? Aslında alışmamalıyız. Her gün, her an kalbimizin derinliklerinde canlı tutmalıyız bu acıyı. Gün boyu hüzün içinde gezin demiyorum, umudunuzu yitirmeyin diyorum. Çünkü Mustafa Kemal Atatürk’ün de dediği gibi, “Umutsuz durumlar yoktur, umutsuz insanlar vardır. Ben umudumu asla yitirmedim.” Bu acı bizde bir güce dönüşmeli. Türkiye Cumhuriyeti’nin her ferdi daha çok çalışmalı, daha çok üretmeli ve asla pes etmemelidir. Çünkü biz, “Türk, öğün, çalış, güven.” diye büyüdük; bundan vazgeçmemeliyiz. Bugün bu ülkede Türkiye’nin bütünlüğünü tehdit eden her türlü bölücü eyleme karşı hep birlikte tek yürek olabildik mi?
Düşünün ki; bir işgal altında evinize girdiler, namlunun ucundasınız, sevdiklerinizi aldılar götürdüler. O an aklınıza düşmanın dini, siyasi görüşü, etnik kökeni gelmez. Çünkü biz, farklılıklarımız ne olursa olsun, birbirimize sahip çıkabilecek kadar bu topraklarda beraber yaşadık ve yurt edindik. Türkiye Cumhuriyeti’ndeki her yurttaş, yurttaş olduğunu hatırlamalı ve birlik içinde tepki vermelidir.
Memleketimiz, ekonomik sömürü ve bağımlılıkla boğuluyor. Kapitalist ülkelerin çıkarları doğrultusunda, mevcut hükümetin politikaları da bu tabloya hizmet ediyor. Bizler ise bu düzenin içinde küçük birer oyuncu olmaya mahkûm ediliyoruz. Ancak bunu değiştirmek bizim elimizde.
Alışmamızı istiyorlar. “Öcalan ile anlaşmaya oturun”, “PKK terör örgütü değil, direniş hareketidir” diyorlar. Veya “Şeriat olsaydı böyle olmazdı” gibi argümanlarla kutuplaşmayı derinleştiriyorlar. Bizim yapmamız gereken, bölünmemek; Türkiye’nin her bir ferdini kucaklamak ve ortak geleceğe odaklanmaktır.
Ey Türk gençliği! Birinci vazifen; Türk istiklalini, Türk cumhuriyetini, ilelebet muhafaza ve müdafaa etmektir.
Mevcudiyetinin ve istikbalinin yegâne temeli budur. Bu temel, senin en kıymetli hazinendir. İstikbalde dahi seni bu hazineden mahrum etmek isteyecek dâhilî ve haricî bedhahların olacaktır. Bir gün, istiklal ve cumhuriyeti müdafaa mecburiyetine düşersen, vazifeye atılmak için içinde bulunacağın vaziyetin imkân ve şeraitini düşünmeyeceksin. Bu imkân ve şerait, çok namüsait bir mahiyette tezahür edebilir. İstiklal ve cumhuriyetine kastedecek düşmanlar, bütün dünyada emsali görülmemiş bir galibiyetin mümessili olabilirler. Cebren ve hile ile aziz vatanın bütün kaleleri zapt edilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir. Bütün bu şeraitten daha elim ve daha vahim olmak üzere, memleketin dâhilinde iktidara sahip olanlar, gaflet ve dalalet ve hatta hıyanet içinde bulunabilirler. Hatta bu iktidar sahipleri, şahsi menfaatlerini müstevlilerin siyasi emelleriyle tevhit edebilirler. Millet, fakruzaruret içinde harap ve bitap düşmüş olabilir.
Ey Türk istikbalinin evladı! İşte, bu ahval ve şerait içinde dahi vazifen, Türk istiklal ve cumhuriyetini kurtarmaktır. Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda mevcuttur.
Velhasılıkelam Evrensel bakış