PANDEMİ VE BERABERİNDE GELEN ZORLANTILAR…

 

 

Pandemi döneminde: stresli olmak, korku ve kaygı yaşamak beklenen ve olağan bir durum bunu deneyimledik. Bu salgın yaşamımıza, hazır olamayacağımız kadar yeni ve stresli durumlar getirdi.

 

Bizler bildiğimiz ve yönetebildiğimiz sorunlarla başa çıkabilirken, salgın gibi yeni ve belirsiz

durumlarda birden evlerimize kapandık . Bilinmezlik, belirsizlik her zaman bizde güvensizlik, güvensizlik de kaygı ve korku yaratır.

 

Ancak, pandemiyle beraber, ekonomik ve manevi toplumsal zorlanma: stres ve kaygının yoğun biçimde devam etmesinin de sebebi olmakta.

 

Bireyi zorlayan bir durum ya da olay sırasında ve sonrasında kişinin stres, endişe, üzüntü, çaresizlik ve kaygı hissetmesi beklenebilir ve bunlar doğal tepkilerdir.

Bundan dolayı kendinizi zayıf ya da güçsüz görmeniz böylesi dönemlerde oldukça normaldir; ancak stresinizi daha şiddetli endişe ve paniğe dönüşmeden yönetmeyi öğrenmeniz önemlidir.

 

Korkunuz ve kaygınızla tanışın. Unutmayın korku, insan türünü devam ettiren, yaşamı

sürdüren duyguların başında gelir. Korku, kendimizi ve sevdiklerimizi koruyup,

kollamamızı sağlar. Korkunuzu sevdiklerinizle paylaşın, tek olmadığımız düşüncesi bize  iyi gelecektir.

İnsanlar kendileri için belirli ve kesin olan şeylerden hoşlanırlar, buna karşın belirsiz ve kesin olmayan şeylerden de pek hoşlanmazlar. Örnek verirsek, her gün yürüdüğünüz yolu gece geç saatlerde yürümek ile gündüz yürümek arasında bir fark vardır. Gece yürüyünce etrafın karanlık olması, her şeyi rahat görememeniz, sizde belirsizliğe neden olacak ve bu nedenlerden dolayı kontrol ve güven hissiniz zayıflayacak ve bu durum olacak ve bu durum endişelenmenize neden olacaktır.

.   Tüm Dünya’da pandeminin olumsuz etkileri yoğun olarak yaşanmakta.

Sosyal mesafenizi koruyun ama  sevdiklerinizi tam içinizde hissedin. Onların sesini duymak

ekranda yüzünü görmek daha iyi hissettirdi. Paylaşım ve destek olmak karşılıklı ruhsal koruyucu etkileşimi anlamında bize iyi gelir.

 

Sağlığınızı korumamız, stresinizi azaltmaktan geçer. En iyi vitamin azalmış strestir.

Bu tür salgınların kişilik yapılarına göre farklı etkiler oluşturmaktadır.

 

Kaygılı insanların endişelerinin artması sonucu panik bozukluklar, anksiyete bozuklukları, uzun süre yalnız, kimsesiz kalma sonucu çeşitli derecelerde depresyonlar, güvenlikli ve sağlıklı yaşam hakkını kaybettiğini düşünenlerde hastalık hastalığı, özellikle bir tanıdığı ya da yakınını kaybedenlerde yas tepkileri gelişebilir. Saplantı-zorlantı bozukluğu olanların önemli bir kısmının aşırı titiz, düzenli, kontrolcü özelliklerinin koruyucu olduğunu düşünerek başladıkları ve sürdürdükleri tedavilerinden vazgeçebilir ve bu tür hastalıklar şiddetlenebilir.”

 

Yaşamımızı tehdit eden, yaşam kalitemizi düşüren her şey  bizim için var olma kaygısını artıracaktır. “Bu salgın aynı zamanda biyolojik zeminden kaynak alan psikolojik bir savaş. Tüm canlılarda olduğu gibi insanlık için de en temelde canlılığı koruma ve yaşamı sürdürme motivasyonu vardır. İnsanlar için varlığa tehdit oluşturan her durum psikolojik savaş alanıdır. Nasıl bir durum ya da sorunla karşılaştığımız hakkında yeterli ve doğru bilgiye sahip isek vücudumuzun vereceği tepki de özellikle endişe ve korkunun hakim olmaması nedeniyle daha gerçekçi olacak ve gücümüzü artıracaktır. Tehdit ya da tehlikeyi nasıl algılarsak duygu ve düşünceler öncülüğünde tepkimiz ve dolayısıyla direnç ve bağışıklığımız da değişecektir.

 

Kapanma dönemi artık bitti ama hala temkinliliğimizi devam ettirmemiz gerekiyor. Hastalık tamamen bitmiş değil  sönme aşamasında, vaka sayısında büyük düşüş var.  Pandemi döneminde kaygı ve stresin tetiklediği ruhsal bozukluklar çok fazla arttı.

 

Ancak bu ara kapanma ve izole olma donemi azalmasına rağmen ekonomik ve sosyal karmaşaya rağmen bir tepkisizlik ve sanki donma halı var pek çok kişide . Bunun da anlamı yaşanan sürecin getirdiği duruma karsı bir anlamda tepkisizlik ve donma halı niteliğinde.  Bu da sonrasında sosyal ve durumsal psikolojik hastalıklar olarak depresyon, tükenmişlik, travma sonrası stres bozukluğu gibi sorunların daha fazla artmasına neden olabilecektir.

 

Ağır çökkünlük, keyifsizlik, baş edilemez korku ve kaygılar yaşıyorsanız, takıntı ve

evhamlarımız varsa ya da devam ediyorsa: iştahsızlık, belirgin uykusuzluk gibi şikayetlerinizde ise hiç beklemeden ruhsal destek almanız yasam kalitenizi olumlu etkileyecektir.

Sağlıklı günler.

 

Psikolog Fatma ÜNER DOLUNAY

 

 

Mail:  psk.fatma@gmail.com

 

Instegram: @psikologdolunay

hakkında Fatma ÜNER DOLUNAY

Fatma ÜNER DOLUNAY

Ayrıca Kontrol Et

SAİNT ANTUAN’DA BİR AN…

Mabetleri seviyorum. Gittiğim yerlerdeki camileri görmeye, oralarda dua etmeye, kendimle kalmaya çalışıyorum. Diğer dinlerin ibadet …

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir