
Beyin bir anten gibidir, içinde barındırdığı mikrotübüller tıpkı sallanıp duran anten iplikçikleri gibi belli frekanslara ayarlanır ve bunların içindesu molekülleri bulunur, biliyorsunuz bunlar su plazması üretir ve o bu temel ağ sayesinde o vakumla, uzayın yapısıyla etkileşim halindedir.
Dolayısıyla o temel olarak vakumun belirli bir ağ dinamiğine uyumlanır ve bu şekilde belirli bir bilgiyi indirir.
Bunu yapmasını sağlayan, beyinde pompalanan pineal sıvıdır malum beynin %90’ı sudur ve bu sürekli ihmal edilir.
Bunu yüksek görsel plazma anteni olarak düşünebilirsiniz, su plazması anteni. Biliyorsunuz beden bir kristal biyo-sarkaç gibidir.
Bir radyo devresini incelediğinizde karadelikle aynı matematiksel koşullara sahip olduğunu görürsünüz.
O, matematiksel olarak bir karadeliktir.
Dolayısıyla beyin ve beden de belirli bir frekansa ayarlı büyük bir biyo-sarkaçtır ve duygusal hallerimiz de bu anteni ayarlayandır.
Yani beyin antendir ama frekansı değiştirmek için kullandığımız ayar düğmeleri duygularımızdır.
“baharları vardır duyguların çiçekleri toplayan”..
Oya Demirel…
Velhasılıkelam Evrensel bakış