İZNİK KONSİLİ – PAPA : TARİHSEL HAFIZANIN SESSİZCE YENİDEN KODLANMASI..

İZNİK KONSİLİ – PAPA: TARİHSEL HAFIZANIN SESSİZCE YENİDEN KODLANMASI..
Bazı durumlar vardır ki, sebebi yıllar sonra yani iş işten geçtikten sonra anlaşılır…
Buna yakın tarihten bir örnek verecek olursak; Mısır’da Muhammed Mursi’ye darbe girişimi
yapılıp başa Sisi’nin getirilmesini sadece Mısır’ın iç meselesi olarak anladık. Ya da Libya
lideri Kaddafi’nin kendi milleti tarafından linç edilmesini yine Libya’nın iç meselesi olarak
gördük. Taa ki Gazze sınırından içeri bir lokma ekmek sokamadığımız günlerin şahifi olana
kadar…
Evet, Mursi bugün Mısır’ın başında olsaydı ya da Kaddafi hâlâ Avrupa’ ya meydan okusaydı
bugün bu işgalin seyircisi olmayacağımız gayet aşikardı..Bilmeliyiz ki; Kudüs- Mekke ve
İstanbul hattı bir tespih tanesi gibi birbiriyle bağlantılıdır. Politik ve Teknolojik olarak bu
böyledir. Mekke’nin ve Kudüs’ün kukla liderler ile işgali ortadayken geriye Türkiye’ den başka
ne kalıyor? İznik…
Evet, Papa bey sözde güller ve iltifatlar saçarak buraya Hristiyanlığın temsilcisi olarak geldi.
Ancak bizler biliyoruz ki, bu tür büyük sembolik buluşmaların sadece “ dini tören” olmadığı
çok açıktır. Hele ki İznik gibi yeryüzündeki en güçlü tarihsel ve kültürel düğüm noktalarından
birindeyse bu asla normal değildir. Evet…
İznik, Kudüs ve Papa arasındaki ilişki aslında tek bir çizginin devamıdır. Hristiyanlık Kudüs’te
doğmuş, İznik’te resmi inanç kuralları belirlenmiş ve bugün Papa bu tarihsel hattın yaşayan
otoritesi olarak aslında kendilerince bu mirası temsil temsil etmektedir. Papa’nın İznik’te ayin
yapması, sadece bir tören değil; Kudüs’ten başlayıp İznik’te şekillenen inanç geleneğini
yeniden canlandırma ve bu coğrafyada sembolük bir sahiplenme oluşturma girişimidir.
Bu hareket, Hristiyan dünyasına “ Köklerimize dönüyoruz” mesajı verirken, Müslümanların
yaşadığı Anadolu’da tarihsel hafızanın sessizce yeniden kodlanması anlamına da gelir. Ve
tam da bu nedenle İznik, Vatikan’ın hafızasında “ kurucu enerji kapısı” görevi görür. Papa’nın
orada ayin yapması, tarihsel bir kapıyı yeniden aktive etmektir, başka hiçbir şey değildir!
Kimse bunun aksine inanmamızı bekleyemez!
Çünkü her dinin kendine özgü ritüel akışı vardır. Papa’nın bulunduğu her alan, ritüel yoluyla “
zihin alanı” oluşturur. Burada oluşturacakları kalabalık, edecekleri tılsımlı dualar bu kolektif
alanı titreştirir. Hristiyan dünyasına:” Köklerimize dönüyoruz” mesajı verirken politik olarak:”
Bu coğrafya hâlâ bizim mirasımızdır ve bizimdir!” Demektir bu…
Yani bu ayin “normal” bir durum asla değildir. Bu tarihsel hafızayı uyandırma, mekânsal
enerjiyi aktive etmek ve politika – dini bir alan kurma hareketidir.
Zira Müslümanlar bilmelidirler ki dünyada semboller üzerinden yürüyen bir kültürel savaş
vardır. Bugün bizler; Müslümanlar olarak kendi kendimizin ayağına sıkmaktan, birbirimizin
boğazına yapışmaktan bunları anlamaz ve anlamlandıramaz bir hâle geldik. Yıllar sonra yani
iş işten geçtiğinde “ niye böyle oldu” diye dizlerimizi döveceğiz. Ellerimiz kâfirden daha çok
birbirimizin gırtlağındayken söyleyin bana;
Ne olacaktı ki….

hakkında Birsen SUBAŞI

Birsen SUBAŞI

Ayrıca Kontrol Et

İKİ KURUŞLUK DÜNYA İÇİN FIRILDAK OLMAYA GEREK YOK

  ​İnsan hayatı, tercihler ve değerler üzerine kuruludur. Günümüzde, hızla değişen ve kişisel egoların ön …

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir