TÜRK TOPLUMUNDA ANADOLU KADINI, ANA KİMDİR?

Bir Anneler Gününde daha en derin duygum: anne olabilmek!

Ne acıdır ki bu özel gün, zamanla ticari bir metaya dönüşmüş durumda.

Peki ya “anne” ne demektir?

Anne, şefkatiyle saran, sevgisiyle büyüten, sezgileriyle yön veren, varlığıyla güven veren, susarak anlatan, susarken bile duyan; kimi zaman göğsünü siper eden, kimi zaman gözyaşını saklayan…

Anne, kendini evladının mutluluğuna adayan, gece uyumayıp sabah gülümseyerek uyanandır.

Türk toplumunda, Anadolu kadını yani ANA kimdir?

Yalnızca doğuran değil; yüreğiyle bağ kurandır,

Ülkesi için canını feda eden,

Kundakta çocuğunu bırakıp omuzunda cepheye mermi taşıyan,

Ekip, biçen, üreten, çoğaltan,

Ailesine ve topluma yön verendir,

Kuru toprağı nemlendiren, çiçek açtırandır.

Çocukluk yıllarımda fark ettim böyle bir gün olduğunu.Her yıl Anneler Günü yaklaşırken içime bir heyecan dolardı. Sabah anneme ne süpriz yapsam diye düşünür, küçük bir mutluluk hazırlamak için sabırsızlanırdım.

Her fırsatta annemle babamla bir fotoğrafım olsun isterdim.Hâlâ da her güzel anımızı bir resimle, videoyla ölümsüzleştirmek istiyorum.

Şimdi kendi çocuklarıma bakıyorum; “ergenlik” kelimesinin içinde şekilden şekile giriyorlar. Fotoğraf çekilmek istemezler. Bahaneler üretirler: “Saçım kötü, yüzüm çıkmasın…”

Öpmek istersin, yine benzer bahaneler… Sevmediklerinden değil, duygularıyla oynandığı için! Zaman zaman bu davranışları göstermeleri, benim onlara yüklediğim duygulara, değerlere  tezat olup, kendi anneme hiç yapmadığım tavırlar olması nedeniyle beni şaşırtıyor.
Nesil bu kadar değişmiş olabilir mi? Yoksa biz mi değiştirdik?Bu soruların peşine takılıp uzun uzun düşünüyorum.Çünkü anne olmak benim için sadece biyolojik bir görev değil, evrensel bir duygu. Sadece kendi çocuklarım için değil, tüm çocuklar için hissettiğim bir sahiplenme, büyütme, koruma ve geliştirme çabası içindeyim. Özellikle de ülkemin çocuklarına karşı…

Gözlemliyorum ki, dünyada birçok değişim, dönüşüm çocuklar üzerinden başlatılıyor. Kadınlar ve çocuklar üzerinde yürütülen asimilasyon politikalarıyla toplumların dokusu dönüştürülüyor. Çünkü bir kadını ve çocuğu dönüştürdüğünüzde, toplumu da dönüştürmüş oluyorsunuz.

Tersinden düşündüğümüzde, bir toplumu ayağa kaldırmak için en güçlü unsur “ÇOCUK YETİŞTİREN KADIN” yani ANNE’dir.

Peygamber Efendimizin “Cennet annelerin ayakları altındadır” sözü, sadece bir sevgi ifadesi değil, çok derin bir mesajdır.

Ve Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün şu sözleri de anneliğin toplumdaki stratejik rolünü gözler önüne serer:

“Anaların bugünkü evlatlarına vereceği terbiye eski devirlerdeki gibi basit değildir. Bugünün anaları için gerekli vasıfları taşıyan evlat yetiştirmek, evlatlarını bugünkü hayat için faal bir uzuv haline koymak pek çok yüksek vasıflar taşımalarına bağlıdır. Onun için kadınlarımız, hattâ erkeklerimizden çok aydın, daha çok feyizli, daha fazla bilgili olmaya mecburdurlar; eğer hakikaten milletin anası olmak istiyorlarsa.”

İşte bugün yaşadığımız dönüşümün, kadın ve çocuk üzerinden yürütüldüğünü idrak ettiğimizde, kurtuluş savaşı zihniyetine yeniden ihtiyaç duyduğumuzu da görürüz.

Bu nedenle bu yıl Anneler Günü’nü sadece “dokuz ay karnında taşıdı, yetimhaneden evlat edindi, koruyucu anne oldu, yedirdi, içirdi, büyüttü” gibi bireysel rollerle değil;

Toplumu kalkındıran, değiştiren ve dönüştüren kadın kimliğiyle kutlamalıyız.

Köklerine sahip çıkan, geçmişte omzunda mermi taşıyan analarımızın izinden giden;

Nesline değer, ilke, üretim ve vicdan aktaran tüm kadınlar başımızın tacıdır.

Başta kendi annem olmak üzere, tüm emekçi, üretici, geliştirici ve sevgi dolu annelerin ellerinden öpüyorum.

Sizler;

Yerde sürünmeye, kurşunlanmaya, bıçaklanmaya, parçalanıp valizlere konulmaya, varillere atılıp yakılmaya değil;

OMUZLARDA TAŞINMAYA layıksınız!

hakkında Suna VAROL CÖRÜT

Suna VAROL CÖRÜT

Ayrıca Kontrol Et

Mirasın izinde ; Türk Gençliğinin yeni yolu

  “Üçüncü bir yol daha var bu vatanda, kendini ne sağda ne de solda bulamayan …

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir