Gidişinin üzerinden dokuz sene geçti babacığım. Biz bıraktığın gibiyiz. Sadece biraz daha büyüyüp, tecrübe kazandık. Hayatın aldırmazlığını görüp, insanların iyisi ve kötüsüyle karşılaştık. Bugün ise o kabus gibi günleri hep birlikte yaşayacağız. Mutlu günlerimizi düşünerek seni anacağız. Çünkü bugün senin doğum günün.
Bir yaz gecesiydi. 2016’nın 28 Temmuz’unda yazlıktayken yakalamıştı ecel seni. Annemle daha sonra gelecektiniz yazlığa. Ben rahat edemediğim için, sizi iki gün önce getirtmiştim yanıma. Bir şüphe üzerine 19 Temmuz akşamı seni hastaneye götürdük. Yürüyerek gitmiştin hastaneye. Orada aniden fenalaştın. Hemen yoğun bakıma aldılar. Bir ara “Beni buradan çıkar.” Dedin bana. Ben de “İyileşmeden olmaz.” Demiştim. Nerden bilebilirdim ki oradan seni beyaz örtülere sarılı çıkaracağımızı. İlk yoğun bakıma yatırdıkları gece elime giyeceklerinin bir torba içinde verilmesini hatırladıkça tüylerim ürperir. O kadar şaşkın ve üzgündüm ki o anı ömür boyu unutamam. Sonra emri hak vaki oldu. Seni, canlı olarak ayrıldığın İstanbul’a cansız olarak geri getirmiştik.
Seneler geçti. Biz sensiz de yaşanıyormuş onu öğrendik. Hatta yeri gelince gülüyoruz da. Oysa ki bir daha hiç gülmem, yemek yemem, uyumam sanıyordum. Ama hayat devam ediyormuş. Bazen bizlerdeki anılarını birbirimize anlatıp gülüşüyoruz. Bunlar bizim için artık ne kadar değerli bilemezsin. Tabii o dokuz gün yoğun bakımda yatmanı hiç unutmadık. Acı çektin mi bilmem. Çünkü uyuyordun. Ama biz burada çok acı çektik. Böyle durumlarda insanın ne gecesi oluyor, ne gündüzü. Yemek yiyip, su içmeyi bile unutuyor insan. Aklı sadece telefonda oluyor. Nereye gitsek elimizde telefon. Ödümüz kopuyordu hastaneden aranacağız diye. Geçmek bilmeyen geceler ve gündüzler. Nihayet korktuğumuzun başımıza gelmesi. Hastaneden aranmamız hepimizi can evimizden vurmuştu. Bir umut koştuk hastaneye. Ama doktorun ağzından dökülen sözcükler karşısında artık elden gelebilecek hiç bir şey yoktu. Akraba ve dostlarımızın yanımızda olması ve acımızı paylaşması ile acıların azalabileceğini de öğrendik böylece. Sonra seni alıp annen, baban ve küçük kardeşinin yanına bıraktık o gün. Hala oradasın. Elbet bir gün buluşacağız. Çünkü bizim de buradaki misafirliğimiz bitecek bir gün.
Rahat uyu babacığım.
AYŞEN ÖZGÜR
Velhasılıkelam Evrensel bakış
Ayşen Hanım;
Rahmetli babanızın hastalığı ile ilgili alışılagelmiş birçok geleneksel kuralın ihlali olarak düşünmüyor bilakis birçok olumsuzluklara şartlandırıldığımızın bedelini yıllarca “Karaları giyinerek” ödedik.
Rahmetli babanızın rahatsızlığını takip eden taziye, mevlid okunuşu sonrasında acınız üzüntü ve yorgunluğunuzun giderilmesine aile bireylerinin eş, evlat, akraba, dost ve sevenleriyle acıları derinleştireceğinize O’nu anarak sosyal yaşamınıza kaldığınız yerden devam etmeniz akılcı ve sağlıklı davranış olarak görüyor savunuyorum.
Sabır ve başsağlığı diliyor anılarıyla yaşatmaya devam diyerek toprağı bol olsun 😔