Doğarız ağlamaklı geçer bebekliğimiz bizi çok severler kucaktan kucağa gezeriz.Herkez agucuk ,gugucuk pışpıslar masumdur o an gülümsemelerimiz.Bir melek gibidir bedenimiz.Tabiki daha sonraları büyüdükce başımıza gelecek olaylardan hayatın bizi nerelere hangi yollara götüreceğini ne evrelerden geçeçeğimizi bilmeden. Belirsiz yaşama adım atacağımızı görmeden emeklemeye başlayacağımızı.Tay taylarla başlayan hayat okul çağlarına getirir.Ve kalem tutma zamanı gelmiş elimizden tutup apar topar sınıfların yolunu tutuyoruz.okuyoruz ,okuyoruz hepimiz bir İs adamı ,iş kadını oluyoruz.ve hayatın tozlu yollarından penbe bulutlu kollarından geçiyoruz.kimimiz evleniyor yada bekar kalıp hayata devam ediyor.Deli gibi ekmek parası ve geçim derdiyle boğuşuyoruz.Hayatın bütün yükleri üzerimizde sanki kamyon yada tır geçmiş gibi üzerimizden yoruluyoruz.Hayatı genç yaşlarda hızlı yaşıyoruz.Göz açıp kapatana kadar koca bir ömrün çeyreğini ailemize diğer yarısını eşimize dostumuza harcıyoruz.Yıpranan beden ruh hastalıklara kaptırıyor kendini hepimiz hastalanıyoruz.fedakarlık yaptığımız ömrümüzü tükettiğimiz koca zamanın içinde soframıza oturan ekmeğimizi yiyen insanların bıçakları hançer gibi batıyor sırtımıza.o zaman anlıyoruz ki etrafımız da kimseler yokmuş meğer.yanlızlığımız bi çare kalıyor şessizlikler sarıyor kulağımız duymaz gözlerimiz görmez çareler arıyoruz.Anlıyoruz ki koca zamanın içinde bizler kendimiz için hiçbirşey yapmamışız. ,vefakar,cefakar insanlar arıyoruz añılarımızı anlatacak boşluklarımızı dolduracak uzaklara bakıyoruz pencereden yollara birileri gelecek sevineceğiz diye.Koca zamanı nasıl tükettiğimizi görüyoruz.cünki ne gelen var nede giden.iste o an anlıyoruz ki Biz sadece kendimizle başbaşa kalıyoruz.
AKLIN YOLU BIRDIR
TÜKENMİŞLİK YAŞIYORUZ.
OMZUMUZDA YÜKLERİ BOŞUNA TAŞIYORUZ.
ZAMANA KARŞI YENİK DÜŞÜYORUZ.
YASEMIN EFE